SIFIRIN GÜCÜ
GEORGES IFRAH
ESKİ HİNT MEDENİYETLERİNDE SIFIR
Eski Hint alimleri, aritmetik işlemleri, özel bir harf veya
işaret belirtmeden, sadece 1 den 9’a kadar rakamlardan istifade ederek yazarlardı.
Rakamla, hesap yapmanın tek örneği olan, bu pozisyonun tespiti ve yazılmasını
sadece eski Hintliler ve Mayalılar ulaşmışlardır.
Kaynaklarda Hindistan’dan 300 yıl kadar önce sayı işaretini rakam
işareti dönüşmeye başlanıldığı belirtilmektedir. Hintliler en geç 6. y.y doğru
belki biraz daha önceki tarihlerde aritmetik işlerde, sadece 1 den 9’a kadar
devam eden rakam halinde kaldılar. Böylece hesap işlerinde sağdan sola doğru
yükselen rakamlar ilk ortaya çıktığı görüldü. Bu rakamlar sadece Hindistan a
mahsus kalmayıp 6. y.y den sonra diğer medeniyetler tarafından tanınmaya başlanıldı.
Bu bilgileri tastikleyen Suriyeli alim Sevarus Sabokht: Bütün u usullerden
üstün olan Hint hesabından ve dokuz ayrı rakamın yani işareti usulünden
bahseder.
Sayıları ifade etmede 9 ayrı rakam yeterli gelmemeye başladı. Çünkü üç
bin yedi yüz elli dört olan bir sayıyı 3754 şeklinde belirtmek mümkündür. Yada
değeri üç yüz sekiz olan sayıyı 38 meydana çıkmaması için eksik kalan onlar
basmağına değişik bir işaret yapılması zorunludur. Eksik kalan basamağı
işaretleyip belirtmek için “boşluğu” anlandırmak için boşluğa ‘’sunya’’ veya
‘sunyabinde’ , boşluk içi boş yuvarlağı da ‘kha’ kelimesi ile adlandıran Hint
alimleri boş kalan basamağı haneyi sembol olarak ‘daire’ veya ‘nokta’ şeklinde
yeni bir sembol verdiler
Sıfır tarihine en büyük katkıyı katmış olan Hint uygarlığıdır. Sıfır
yerine çeşitli semboller kullanılmış.Bu sayı işareti yani “0“ veya “.“(nokta)
anlamında diyebileceğimiz işaret ilk kez Hint yazılı eserlerinde görülmektedir.Hint
dünyasının ünlü alimlerinden Brahmagupta(598-660) 632 yılında yazdığı bir
astronomi eserinde dokuz sayı işareti ve sıfır yani noktayla birlikte hesap
yapmaya dair işlemler görülmektedir.
TÜRK-İSLAM DÜNYASINDA SIFIR
Kankah isimli bir Hint alimi 773 yılında Bağdat’taki halife el-Mansur un
sarayına gider.yaşadığı dönemin ünlü İslam alimlerinden İbn’ül Adami astronomi
ile ilgili bir eserinde bilim tarihi için önemli bu olayı İnci gerdanlı başlığı
altında şöyle açıklamış; hicretin 156. Yılında hintli bir alim elinde bir
kitapla halife Mansur’un huzuruna çıkar.Halife bu kitabı Arapçaya çevrilmesini
ve insanların merak ettiği gezegenlerin hareketleriniyle ilgili bir kitap yazılması emreder.Bu emri
kendine görev olarak Muhammed bin İbrahim el-Ferazi üzererine almıştır.bu
konuda Astronomlar Nazarında Büyük Sinhind adlı eseri yazar.Muhammed bin
İbrahim el-Ferazi nin bu eserini Musa el HAREZMİ astronomlar için yeniden
yazar. Sinhind metodunu çok beğenen astronomlar bu metodu uygulamaya ve hızlı
bir şekilde yayılması sağlamaya çalışmışlardır.
Hintli alimin beraberinde götürdüğü kitap yani halife Mansur’un ilgisini
çeken kitap aslında kendisine ait olmayan Brahmagupta’nın siddhanta eserinden
başka bir kitap değildi.Alimler tarafından ve halife tarafından beğenilen kitap
ve Harezmi tarafında tekrer hazırlanan kitap,İngiliz tercüman tarafından bilim
dili olan Latinceye çevrilmiştir.bu tercüme batılı alimlerin istifadesine
sunulmuştur.Bu tercüme hint sayılarını açıklayan hesabını,sayı yazısını,toplama
ve çıkarma ikiye bölme ,iki ile çarpma çoğaltma ve bölme ile kesir hesabını
öğreten hesap sanatına dair ikinci bir kitap olmuştur.
Latince ye çevrilen bu eser önceleri ispanya ya gelerek ve oradan da
12.yüzyılın başlarında orta Avrupa ya geçerek hızla yaygınlaşır.
Hint alimlerinin daire şeklinde gösterdikleri ve bugünkü ifadeyle “0“ (sıfır) olarak adlandırılan kelime
için bir şeyin hiçliği ve boşluğu anlamını ifade eden sunya adını
varmişler.islam alimleri (araplar) da bu işareti ve anlamını öğrenince ; Arapça
da boşluk anlamına gelen “es-sıfır” adını vermişlerdir.leonardo es-sıfır
kelimesini Latinceye tercüme ederek Latince metinlerde cephrum şeklinde Latinceleştirildi.Daha
sonraki yıllarda Avrupadaki değişik ülkelerde değişik şekilleri kazanmıştır.
Leonardo nun eserine dayanarak
önce zefero daha sonra da zero yazım şeklinde yazım şeklini
almıştır.fransa da ise gizli işaret anlamına gelen chiffre şeklinde
adlandırılan cephirum kelimesi,chiffer hesap yapmak şeklini alarak
yaygınlaşmaya devam ettiler.
Batıda İtalyanca aynı anlama gelen, zero kelimesinin kabülü sonucu,artık
bu kelime İngiltere de cipher ve zero isimlerini aldı.14. yüzyıldan sonra
ziffern şeklinde kullanılmaya başlanıldı.Savarus Sabokht, Brahmagupta ve
Harezmi isimleri arap rakamlarının batıda görülmesini sağlayan üç isim olarak
karşımıza çıktı.
Batı
kaynaklarında arap rakamları olarak bilinen İslam dünyasının rakamları sıfır
dahil olmak üzere on ayrı şekilde avrupaya öğreten ;papalık tahtının sair ve
matematikçisi Gerbert olmuştur.Gerbert in yaptığı bu etki yaklaşık sekiz yüzyıl
etkisini Avrupa da gösterdi.Gerbert öğrenimini Aurlillac kilisesinde tamamladı
.burada edindiği bilgiler sonucu
bir çok matematikçinin dikkattini
çekmiş ve matematik çalışmalarını çoğaltmış ve buna paralel olarak faliyetlerini çoğaltı.
Gerbert hakkında bir çok rivayetler vardır.Bu rivayetler hakkında geniş
bilgi olarak Sinrid Hunke tarafından hazırlamış olduğu islamın güneşi avrupanın
üzerinde eserinde bulunun maktadır.bir rivayet şöyleydi;Gerbert sıfır rakamını
bilmiyordu.Mesela 1002 sayısında sıfır olmayınca yazılanların anlaşılması
mümkün değildir.Gerbert ve öğrencileri böyle bir sayıyı kavrayamadıklarından onlara çok anlamsız
gelmişti.Gerbert sayı yazısını batı Araplarından getirir.sıfırı Araplardan ispanya
seyhati sırasında öğrendiği sanılmaktadır.
Gençliğinden itibaren hindistanın bir ucundan diğer ucuna yaptığı bir
çok seyhatla bu sayede hint dilini çok iyi bilen Gerbert in çağdaş olan BEYRUNİ
den o sıralarda hindistanda yazılmış
harf şekillerini ve rakamların şekillerini diğer memleketlere geçtiğinde
değiştiği gözlemlenmiştir.Beyruni Arapların Hintlilerden en elverişli rakamları
aldıkları açıklar.
Harezmi birbirin den farklı iki hint sayısını kullandıklarını
söyler.Harezmi tarafından 830 yılında yazılan eserin ilk kopyası şuan viyana
saray kütüphanesinde bulunmaktadır.bu el yazmaları 1143 tarihini
taşımaktadır.Salen manastırında bulunan ikinci kopya ise şuan halen Heilderburgta
muhafaza edilmektedir.
Avrupa ilim dünyasına sunulan önemli belgelerle Arapların önce birler
basamağından başlayarak rakamları sağdan sola doğru yazarak ve okudukları
Avrupa kütüphanelerinde
saklanan Harezmi nin kitaplarının
kopyalarında bu eserlerden öğrenir.Bu kitaplarda Harezmi ye ait bu esrlerde
toplama çıkarma işlemlerine ait örnekler görülmektedir.latince tecümesi ait
bugüngü yazım şekline ait sıfır (0) ra ait bir örnek şöyledir:
38-18=20
Sekiz diğer sekiz den çıkınca , geriye
bir şey kalmaz.Bu durumda boş kalmaması
için bir boşluk koy.Buraya konulan boş dairecik boş hanenin yerine geçmek
sorundadır demiştir.Eğer burası boş kalırsa boş hane diğer hanelerin yerini
işkal etmiş olur buda anlamsız olur.yani ikinci hane birinci haneden başka bir
şey değildir.Buraya yazılan örnek bizim bugüngü bilgilerimize göre bize çok
basit gibi gelebilir.Ancak zamanın matematik görüşüne göre bugörüş son derece
önemli olan bu açıklamasının böyle olması düşünüldüğünde Harezmi nin görüşü
olan açıklamanın önemi aslından kendiliğinden ortaya çıkar.Şöyle ki:
Sıfır ilk basamağın aksine sola
konulsaydı 02 gibi bir sayı elde
edilirdi.Burada ikinin solundaki sıfır sonucu değiştirdiğinden Harezmi nin
matematik görüşü zamanın matematik bilgileri karşısındaki önemi açıkça ortaya
koyar.
Brahmagupta nın Siddahta adlı eserinde 776 yılında Saverustan 114 yıl
sonra Arapçaya çevrilen bir eserin içinde görülmüştür.Gerbert ten 100 yıl sonra
Harezmi nin Latince tercümesi ispanya yoluyla Avrupa ya ulaşır.Bu tarihlerde
arap sayısını yazılımında ilim dünyasına yeni çağ açan diyebileceğimiz başka
biri ile karşılaşılır.Pizzalı Leonardo matematik bilgilerin esaslarını ilk
kaynaklardan yani mısır a yaptığı ziyaretlerde uzun süreli seyhatlar sonucu
elde etmiştir.Elde ettiği bu bilgileri Cezayir sahillerinde ticaret yapan
babasını İslam dünyasındaki ilmi üstünlüğünden dolayı yayına getirir ve
Leonardo Bağdat ve şam kütüp hanelerindeki kitapların bazılarını ve elde ettiği
bilgilerle her türlü hint hesaplarını öğrenerek avrupaya gider.islam
alimlerinde öğrendiği hesapları sıfır dahil olarak hepsini birlikte öğrenir.
Sıfır Araplarda nokta . seklinde gösterilmeye başlanıldı şuan
Türkçemizde sıfır 0 şeklinde gösterilir.
SIFIRIN TARİHİ KRONOLOJİSİ
MİLATTAN ÖNCE Kİ TARİHLER
·
M.Ö.3000
yıları eski mısırlılarda onluk sitemi bilmedikleri için sıfırı ifade eden bir
işaret kullanılmamıştır.
·
M.Ö.700-500
yılları Mezopotamya uygarlıkları astronomi ile ilgilendikleri için astronomi
kaynaklarında sıfıra özel bir işaret sürekli kullanmışlardır.
MİLATTAN SONRA Kİ YILLAR
·
M.S.
2. Yıl yunan astronomi kaynaklarında sıfırı ifade eden içi boş bir daire
kullanılmış fakat bunu matematik te kullanmadıklarından net bir şey diyemeyiz.
·
M.S.
400 yılar eski hint uygarlıklarında bugünkü sıfır manasını taşıyan bir sembol
kulanılmıştır.
·
M.S.
632 yılarından sonra artık sıfır ile beraber diğer rakamları kullanarak hesap
yapmışlar.
·
M.S.
830 yıllarında İslam alimlerinden Harezmi dokuz ayrı rakamı ve sıfırı nasıl kulanılacağını açık bir şekil de
açıklamıştır.
·
M.S.
1100 yılları artık Avrupalılar İslam aleminden öğrendikleri sıfırı yaygın
olarak kullanmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder