TÜRK-İSLAM DÜNYASINDA SIFIR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜRK-İSLAM DÜNYASINDA SIFIR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2018 Çarşamba

sıfırın tarihçesi


SIFIRIN GÜCÜ
GEORGES IFRAH
ESKİ HİNT MEDENİYETLERİNDE SIFIR
    
 Eski Hint alimleri, aritmetik işlemleri, özel bir harf veya işaret belirtmeden, sadece 1 den 9’a kadar rakamlardan istifade ederek yazarlardı. Rakamla, hesap yapmanın tek örneği olan, bu pozisyonun tespiti ve yazılmasını sadece eski Hintliler ve Mayalılar ulaşmışlardır.
      Kaynaklarda Hindistan’dan 300 yıl kadar önce sayı işaretini rakam işareti dönüşmeye başlanıldığı belirtilmektedir. Hintliler en geç 6. y.y doğru belki biraz daha önceki tarihlerde aritmetik işlerde, sadece 1 den 9’a kadar devam eden rakam halinde kaldılar. Böylece hesap işlerinde sağdan sola doğru yükselen rakamlar ilk ortaya çıktığı görüldü. Bu rakamlar sadece Hindistan a mahsus kalmayıp 6. y.y den sonra diğer medeniyetler tarafından tanınmaya başlanıldı. Bu bilgileri tastikleyen Suriyeli alim Sevarus Sabokht: Bütün u usullerden üstün olan Hint hesabından ve dokuz ayrı rakamın yani işareti usulünden bahseder.
      Sayıları ifade etmede 9 ayrı rakam yeterli gelmemeye başladı. Çünkü üç bin yedi yüz elli dört olan bir sayıyı 3754 şeklinde belirtmek mümkündür. Yada değeri üç yüz sekiz olan sayıyı 38 meydana çıkmaması için eksik kalan onlar basmağına değişik bir işaret yapılması zorunludur. Eksik kalan basamağı işaretleyip belirtmek için “boşluğu” anlandırmak için boşluğa ‘’sunya’’ veya ‘sunyabinde’ , boşluk içi boş yuvarlağı da ‘kha’ kelimesi ile adlandıran Hint alimleri boş kalan basamağı haneyi sembol olarak ‘daire’ veya ‘nokta’ şeklinde yeni bir sembol verdiler     
      Sıfır tarihine en büyük katkıyı katmış olan Hint uygarlığıdır. Sıfır yerine çeşitli semboller kullanılmış.Bu sayı işareti yani “0“ veya “.“(nokta) anlamında diyebileceğimiz işaret ilk kez Hint yazılı eserlerinde görülmektedir.Hint dünyasının ünlü alimlerinden Brahmagupta(598-660) 632 yılında yazdığı bir astronomi eserinde dokuz sayı işareti ve sıfır yani noktayla birlikte hesap yapmaya dair işlemler görülmektedir.



TÜRK-İSLAM DÜNYASINDA SIFIR
      Kankah isimli bir Hint alimi 773 yılında Bağdat’taki halife el-Mansur un sarayına gider.yaşadığı dönemin ünlü İslam alimlerinden İbn’ül Adami astronomi ile ilgili bir eserinde bilim tarihi için önemli bu olayı İnci gerdanlı başlığı altında şöyle açıklamış; hicretin 156. Yılında hintli bir alim elinde bir kitapla halife Mansur’un huzuruna çıkar.Halife bu kitabı Arapçaya çevrilmesini ve insanların merak ettiği gezegenlerin hareketleriniyle  ilgili bir kitap yazılması emreder.Bu emri kendine görev olarak Muhammed bin İbrahim el-Ferazi üzererine almıştır.bu konuda Astronomlar Nazarında Büyük Sinhind adlı eseri yazar.Muhammed bin İbrahim el-Ferazi nin bu eserini Musa el HAREZMİ astronomlar için yeniden yazar. Sinhind metodunu çok beğenen astronomlar bu metodu uygulamaya ve hızlı bir şekilde yayılması sağlamaya çalışmışlardır.      

       Hintli alimin beraberinde götürdüğü kitap yani halife Mansur’un ilgisini çeken kitap aslında kendisine ait olmayan Brahmagupta’nın siddhanta eserinden başka bir kitap değildi.Alimler tarafından ve halife tarafından beğenilen kitap ve Harezmi tarafında tekrer hazırlanan kitap,İngiliz tercüman tarafından bilim dili olan Latinceye çevrilmiştir.bu tercüme batılı alimlerin istifadesine sunulmuştur.Bu tercüme hint sayılarını açıklayan hesabını,sayı yazısını,toplama ve çıkarma ikiye bölme ,iki ile çarpma çoğaltma ve bölme ile kesir hesabını öğreten hesap sanatına dair ikinci bir kitap olmuştur.
     Latince ye çevrilen bu eser önceleri ispanya ya gelerek ve oradan da 12.yüzyılın başlarında orta Avrupa ya geçerek hızla yaygınlaşır.
     Hint alimlerinin daire şeklinde gösterdikleri ve bugünkü  ifadeyle “0“ (sıfır) olarak adlandırılan kelime için bir şeyin hiçliği ve boşluğu anlamını ifade eden sunya adını varmişler.islam alimleri (araplar) da bu işareti ve anlamını öğrenince ; Arapça da boşluk anlamına gelen “es-sıfır” adını vermişlerdir.leonardo es-sıfır kelimesini Latinceye tercüme ederek Latince metinlerde cephrum şeklinde Latinceleştirildi.Daha sonraki yıllarda Avrupadaki değişik ülkelerde değişik şekilleri kazanmıştır.
   
    Leonardo nun eserine dayanarak  önce zefero daha sonra da zero yazım şeklinde yazım şeklini almıştır.fransa da ise gizli işaret anlamına gelen chiffre şeklinde adlandırılan cephirum kelimesi,chiffer hesap yapmak şeklini alarak yaygınlaşmaya devam ettiler.
     Batıda İtalyanca aynı anlama gelen, zero kelimesinin kabülü sonucu,artık bu kelime İngiltere de cipher ve zero isimlerini aldı.14. yüzyıldan sonra ziffern şeklinde kullanılmaya başlanıldı.Savarus Sabokht, Brahmagupta ve Harezmi isimleri arap rakamlarının batıda görülmesini sağlayan üç isim olarak karşımıza çıktı.
    Batı kaynaklarında arap rakamları olarak bilinen İslam dünyasının rakamları sıfır dahil olmak üzere on ayrı şekilde avrupaya öğreten ;papalık tahtının sair ve matematikçisi Gerbert olmuştur.Gerbert in yaptığı bu etki yaklaşık sekiz yüzyıl etkisini Avrupa da gösterdi.Gerbert öğrenimini Aurlillac kilisesinde tamamladı .burada edindiği bilgiler sonucu


bir çok matematikçinin dikkattini çekmiş ve matematik çalışmalarını çoğaltmış ve buna paralel olarak   faliyetlerini çoğaltı.
     Gerbert hakkında bir çok rivayetler vardır.Bu rivayetler hakkında geniş bilgi olarak Sinrid Hunke tarafından hazırlamış olduğu islamın güneşi avrupanın üzerinde eserinde bulunun maktadır.bir rivayet şöyleydi;Gerbert sıfır rakamını bilmiyordu.Mesela 1002 sayısında sıfır olmayınca yazılanların anlaşılması mümkün değildir.Gerbert ve öğrencileri böyle bir sayıyı  kavrayamadıklarından onlara çok anlamsız gelmişti.Gerbert sayı yazısını batı Araplarından getirir.sıfırı Araplardan ispanya seyhati sırasında öğrendiği sanılmaktadır.
     Gençliğinden itibaren hindistanın bir ucundan diğer ucuna yaptığı bir çok seyhatla bu sayede hint dilini çok iyi bilen Gerbert in çağdaş olan BEYRUNİ den  o sıralarda hindistanda yazılmış harf şekillerini ve rakamların şekillerini diğer memleketlere geçtiğinde değiştiği gözlemlenmiştir.Beyruni Arapların Hintlilerden en elverişli rakamları aldıkları açıklar.
     Harezmi birbirin den farklı iki hint sayısını kullandıklarını söyler.Harezmi tarafından 830 yılında yazılan eserin ilk kopyası şuan viyana saray kütüphanesinde bulunmaktadır.bu el yazmaları 1143 tarihini taşımaktadır.Salen manastırında bulunan ikinci kopya ise şuan halen Heilderburgta muhafaza edilmektedir.
 
    Avrupa ilim dünyasına sunulan önemli belgelerle Arapların önce birler basamağından başlayarak rakamları sağdan sola doğru yazarak ve okudukları Avrupa kütüphanelerinde
saklanan Harezmi nin kitaplarının kopyalarında bu eserlerden öğrenir.Bu kitaplarda Harezmi ye ait bu esrlerde toplama çıkarma işlemlerine ait örnekler görülmektedir.latince tecümesi ait bugüngü yazım şekline ait sıfır (0) ra ait bir örnek şöyledir:   
38-18=20
Sekiz diğer sekiz den çıkınca , geriye bir şey kalmaz.Bu durumda  boş kalmaması için bir boşluk koy.Buraya konulan boş dairecik boş hanenin yerine geçmek sorundadır demiştir.Eğer burası boş kalırsa boş hane diğer hanelerin yerini işkal etmiş olur buda anlamsız olur.yani ikinci hane birinci haneden başka bir şey değildir.Buraya yazılan örnek bizim bugüngü bilgilerimize göre bize çok basit gibi gelebilir.Ancak zamanın matematik görüşüne göre bugörüş son derece önemli olan bu açıklamasının böyle olması düşünüldüğünde Harezmi nin görüşü olan açıklamanın önemi aslından kendiliğinden ortaya çıkar.Şöyle ki:
Sıfır ilk basamağın aksine sola konulsaydı 02  gibi bir sayı elde edilirdi.Burada ikinin solundaki sıfır sonucu değiştirdiğinden Harezmi nin matematik görüşü zamanın matematik bilgileri karşısındaki önemi açıkça ortaya koyar.
     Brahmagupta nın Siddahta adlı eserinde 776 yılında Saverustan 114 yıl sonra Arapçaya çevrilen bir eserin içinde görülmüştür.Gerbert ten 100 yıl sonra Harezmi nin Latince tercümesi ispanya yoluyla Avrupa ya ulaşır.Bu tarihlerde arap sayısını yazılımında ilim dünyasına yeni çağ açan diyebileceğimiz başka biri ile karşılaşılır.Pizzalı Leonardo matematik bilgilerin esaslarını ilk kaynaklardan yani mısır a yaptığı ziyaretlerde uzun süreli seyhatlar sonucu elde etmiştir.Elde ettiği bu bilgileri Cezayir sahillerinde ticaret yapan babasını İslam dünyasındaki ilmi üstünlüğünden dolayı yayına getirir ve Leonardo Bağdat ve şam kütüp hanelerindeki kitapların bazılarını ve elde ettiği bilgilerle her türlü hint hesaplarını öğrenerek avrupaya gider.islam alimlerinde öğrendiği hesapları sıfır dahil olarak hepsini birlikte öğrenir.
      Sıfır Araplarda nokta . seklinde gösterilmeye başlanıldı şuan Türkçemizde sıfır 0 şeklinde gösterilir.   

SIFIRIN TARİHİ KRONOLOJİSİ
        MİLATTAN ÖNCE Kİ TARİHLER
·         M.Ö.3000 yıları eski mısırlılarda onluk sitemi bilmedikleri için sıfırı ifade eden bir işaret kullanılmamıştır.
·         M.Ö.700-500 yılları Mezopotamya uygarlıkları astronomi ile ilgilendikleri için astronomi kaynaklarında sıfıra özel bir işaret sürekli kullanmışlardır.
       MİLATTAN SONRA Kİ YILLAR
·         M.S. 2. Yıl yunan astronomi kaynaklarında sıfırı ifade eden içi boş bir daire kullanılmış fakat bunu matematik te kullanmadıklarından net bir şey diyemeyiz.
·         M.S. 400 yılar eski hint uygarlıklarında bugünkü sıfır manasını taşıyan bir sembol kulanılmıştır.
·         M.S. 632 yılarından sonra artık sıfır ile beraber diğer rakamları kullanarak hesap yapmışlar.
·         M.S. 830 yıllarında İslam alimlerinden Harezmi dokuz ayrı rakamı ve sıfırı  nasıl kulanılacağını açık bir şekil de açıklamıştır.
·         M.S. 1100 yılları artık Avrupalılar İslam aleminden öğrendikleri sıfırı yaygın olarak kullanmışlardır.