16 Aralık 2020 Çarşamba

ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ

 

ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ

 

Enerji dönüşümü: cismin sahip olduğu enerji türünün değişmesine enerji dönüşümü denir. Cismin sahip olduğu enerji türü değişse bile toplam enerjisi değişmez bu olaya enerji korunumu denir. 

 

Kinetik enerji: hareketli cisimlerin sahip oldukları enerjiye kinetik enerji denir.

Potansiyel enerji: yerden yukarıya doğru çıkarılan cisimler yer çekimine karşı iş yaparlar, sahip oldukları yükseklikten dolayı sahip oldukları enerjiye çekim potansiyel enerji denir.

 
Potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesi;

 


Baraj gölünde biriktirilen su belirli bir potansiyel enerjiye sahip olur. Yüksekten bırakılan suyun sürati artmaya başlar sürati artan suyun kinetik enerjisi artarken yüksekliği azalan suyun potansiyel enerjisi azalır. Potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesi görülür.

 




Ağaçtaki elmanın yüksekliğine bağlı sahip olduğu potansiyel enerjisi vardır. Elma ağaçtan düşerken yüksekliği azaldığından potansiyel enerji azalır. Elma yere düşerken sürati artacağından kinetik enerjisi artmaya başlar. Potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesi görülür.

 



Yukarıdan aşağıya gönderilen cisimlerin yere olan yakınlığı azaldığından potansiyel enerjisi azalır. Sürati artacağından dolayı kinetik enerjisi artar.

 




Kinetik Enerjinin Potansiyel Enerjiye Dönüşmesi

 


Aşağıdan yukarı doğru atılan kep yukarı doğru ilerledikçe sürati azalır ve Yüksekliği artığından dolayı potansiyel enerjisi artar. kinetik enerjinin-potansiyel enerjiye dönüşümü görülür.

 





aşağıdan yukarıya gönderilen cisimlerin yere olan mesafesi artığından potansiyel enerjisi artar. Sürati azalmasından dolayı kinetik enerjisi azalır. kinetik enerjinin-potansiyel enerjiye dönüşümü görülür.

 







Yukarı yönlü hareket: cisim yükseklik kazanırken potansiyel enerjisi artarken yükseklik kazandıkça sürati azalır ve kinetik enerjisi azalır.

Aşağı yönlü hareket: cisim aşağı yönlü hareket ederken sürati artar ve kinetik enerjisinde azalma görülürken yüksekliği azaldıkça potansiyel enerjisi azalmaya başlar.

 

 Bir ipin ucuna asılan bilyenin sabit bir noktada sallanması sonucu izlediği yol şekildeki gibidir. Çekim potansiyel enerjisi ve kinetik enerjileri hakkında yorum yapınız.

 


Bilye 1 Yönünü izlerse: Cismin sürati azalacağından kinetik enerjisi azalır. Yüksekliği artığından dolayı çekim potansiyel enerjisi artar. Kinetik enerji çekim potansiyel enerjisine dönüşür.

Bilye 2 Yönünü izlerse: bilyenin  yüksekliği azaldığı için çekim potansiyel enerjisi azalır. bilyenin sürati artığından  kinetik enerjisi artar

Bilye 3 Yönünü izlerse: bilyenin  yüksekliği azaldığı için çekim potansiyel enerjisi azalır. Bilyenin sürati artığından  kinetik enerjisi artar.

Bilye 4 Yönünü izlerse: Cismin sürati azalacağından kinetik enerjisi azalır. Yüksekliği artığından dolayı çekim potansiyel enerjisi artar. Kinetik enerji çekim potansiyel enerjisine dönüşür.



 Sürtünme Kuvvetinin Kinetik Enerjiye Etkisi


 Sürtünme kuvvetinin daha önceki yıllarda cismin hareket yönüne ters yönde hareket ettiğini öğrenmiştik.

 


Okul bahçesinde hareket ettirdiğimiz futbol topunun bir süre sonra durmasının nedeni sürtünme kuvvetinin topun hareket yönüne ters yönde olmasıdır.

Bu örnekten anlaşılacağı gibi topun kinetik enerjisi(hareket) sürtünme kuvvetiyle ısı enerjisine dönüşür.

 

 



Deniz motoru kapatıldığında bir süre sonra durmasının nedeni su direnci(sürtünme kuvveti) deniz motorunun kinetik enerjisini ısı enerjisine dönüştürür.

 









Yamaç paraşütüyle atlayan bir kişinin yavaş bir şekilde aşağı inmesini sağlayan hava direncidir. hava direnci paraşütcünün hareket yönüne zıt yönde etki ederek hareketini yavaşlatır. kinetik enerjisi sürtünme kuvvetiyle ısı enerjisine dönüşür

 

 Sürtünme kuvveti cisimlerin hareketini yavaşlatıcı yönde hareket ederler.

 

KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYINIZ.


13 Aralık 2020 Pazar

PERİYODİK TABLONUN TARİHÇESİ VE PERİYODİK TABLO

 PERİYODİK TABLONUN TARİHÇESİ VE PERİYODİK TABLO



Johann Döberiner: Elementleri fiziksel özelliklerine göre 3’lü gruplara ayırmıştır.

 Alexandre: elemetleri bir silindir etrafında yatay – dikey olacak şekilde sarmal bir şeklide  gruplamıştır.

 John Newlands: elementleri fiziksel özelliklerine göre sekizli gruplara ayırarak müzikteki  oktav kuralına benzetmiştir.

 Mendeleyev ve Mayer: birbirinden habersiz bir şekilde elementleri atom ağırlıklarına göre gruplamışlardır.

 Henry Mosely: elementleri atom numarasına(proton sayısına ) göre gruplandırarak günüz periyodik tablosunu oluşturmuştur.

 Glenn T. Seaborg: mosely’in oluşturduğu periyodik tablonun altına 2 satır ekleyerek son halini vermiştir.


Periyodik ve Periyodik Tablonun Özellikleri

 

 Elementlerin artan atom numaralarına göre sıralandığı tabloya periyodik tablo denir.

 



  • Elementler atom numaralarına göre dizilmiştir.

  • Yatay satırlara periyot, dikey sütunlara grup denir.

  • Periyodik tabloda 8 tane A 10 tane B olmak üzere toplamda 18 grup ve 7 periyot bulunur.

       Aynı grupta bulunan elementler benzer kimyasal özellik gösterir.


       Atomların elektron dizilimindeki katman sayısı periyodu ifade ederken son katmandaki elektron sayısı grup numarasını verir.

 

           Soldan sağa gidildikçe;

       Grup numarası artarken periyot sayısı değişmez.

       Atom numarası artar.

       Benzer kimyasal özellik azalır.

       Metallik özellik azalır ametallik özellik artar.



 Yukarıdan aşağı gidildiğinde;

       Periyot  numarası artar grup numarası değişmez.

       Atom numarası artar.

       Benzer kimyasal özellik artar.

       Ametallik özellik azalır metal özellik artar.

 

Elementlerin Sınıflandırılması

 

Elementler sahip oldukları özelliklere ve kullanım alanlarına göre 3 grupta incelenir.

 



 

Metaller



       Parlak görünümlüdürler.

       Cıva hariç hepsi oda sıcaklığında katı halde bulunurlar.

       Şekil verilirler(tel ve levha haline getirilirler.)

       Elektriği ve ısıyı iyi iletirler.

       Kendi aralarında bileşik oluşturmazlar. Alaşım denilen homojen karışım oluştururlar.


Yarı Metaller

 


       Metaller ile ametaller arasında bulunurlar.

       Parlak veya mat görünümlü olabilirler.

       Oda sıcaklığında hepsi katı halde bulunurlar.

       Elektriği ve ısıyı ametallerden iyi metallerden kötü iletirler.

       İşlenebilirler

 


Ametaller

 



       Mat görünümlüdürler.

       Elektriği ve ısıyı iyi iletmezler.

       Kırılgandırlar ve işlenemezler.

       Oda sıcaklığında katı, sıvı ve gaz halinde bulunabilirler.

       Ametaller içinde özel bir grup olan soy gazlar yer alır.

 

Soygazlar

 



       Oda sıcaklığında gaz halinde bulunurlar.

       Kararlı yapıdadırlar, bileşik  oluşturmazlar.

       Değerlik elektron sayısı 2 ve 8’dir.

 

 DERS NOTLARINI DİNLEMEK İÇİN HEKİM HOCA YOUTUBE KANALIMIZABEKLERİZ

7 Aralık 2020 Pazartesi

BİLEŞKE KUVVET

 BİLEŞKE KUVVET

Bileşke kuvvete geçmeden önce yön ve doğrultunun ne olduğunu öğrenmek gerekir.







Kuvvetin yönünü, doğrultusunu ve büyüklüğünü bulma; Kuvvetler üzerindeki her bir bölme 1 N ifade etmektedir.





Bileşke Kuvvet


Bir cisme etki eden birden fazla kuvvetin yapacağı etkiyi tek başına yapan kuvvete bileşke kuvvet denir.


Kuvvetler aynı yönlü ise;

 

Aynı yönlü kuvvetlerin bileşkesi bulunacağı zaman aynı yönlü kuvvetler toplanır ve bileşik kuvvetin yönü kuvvetlerin yönü ile aynı olur.

 



 

Kuvvetler zıt yönlü ise;


Zıt yönlü kuvvetlerin bileşke kuvveti bulunacağı zaman büyük kuvvetten küçük kuvvet çıkarılır ve bileşke kuvvetin yönü büyük kuvvet ile aynı yönlü olur.

 



Dengelenmiş ve Dengelenmemiş Kuvvetler

 

Dengelenmiş  Kuvvet;


Bileşke kuvvet büyüklüğü 0 olan hareket etmeyen veya sabit süratli cisimler dengelenmiş kuvvettin etkisindedir.

 




Dengelenmemiş kuvvet;

 

Bileşke kuvvet büyüklüğü 0 dan farklı sürati artan veya azalan cisimlere etki eden kuvvet  dengelenmemiş kuvvet etkisindedir.

 



 


 

 


1 Aralık 2020 Salı

BOŞALTIM SİSTEMİ

BOŞALTIM SİSTEMİ 


 

Organ, doku ve hücrelere kan yoluyla taşınan besin maddelerinin yaşamsal faaliyetlerde kullanıldıktan sonra oluşan besin atıklarının vücut dışına atılmasına boşaltım denir.

Boşaltımda görev alan tüm organ ve yapılara boşaltım sistemi denir.

 






Böbreklerimizin yapısı ve görevleri

 


       Karın boşluğumuzun arkasında fasülye şekline benzer çift organdır.

       Elimizi belimize koyduğumuzda baş parmaklarımızın altında kalan yerde bulunur.

 









Böbrekler; vücudumuzdaki kanı süzerek idrarın oluşumunu sağlar. İdrar ile birlikte vücutta oluşan üre ve tuz gibi atık maddeler su ile birlikte vücuttan atılır.


İdrar borusu(üreter); böbreklerde oluşan idrarı idrar kesesine taşır.


İdrar kesesi( mesane);idrarın bir süre bekletildiği yerdir.


İdrar kanalı(üretra); idrarın vücut dışına atıldığı yerdir.

 


Boşaltımda görevli diğer yapı ve organlar

 




Akciğerler; Kanın içerisinde bulunan karbondioksiti soluk verme olayı sırasında su buharı ile birlikte vücut dışına atar.

 

Kalınbağırsak; Sindirim olayı sonucu oluşan besin atıklarını ve fazla suyu vücut dışına atar.


Deri; Terleme yoluyla bir miktar tuzu su(ter) ile birlikte vücut dışına atar.





 

 












26 Kasım 2020 Perşembe

6.SINIF DOLAŞIM SİSTEMİ

 6.SINIF DOLAŞIM SİSTEMİ






Vücudumuzun ihtiyacı olan besin ve oksijenin hücrelere taşınması, hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonu oluşan atık maddelerin boşaltım organlarına (böbrek ve akciğer)taşınmasında görevli sisteme dolaşım sistemi denir.


Dolaşım sistemini oluşturan yapı ve organlar nelerdir?


KALBİN YAPISI

Göğüs kafesimizin altında iki akciğerimizin arasında ve sol akciğerimize temas halinde bulunur.






  • Hızlı, güçlü ve istemsiz ve ritmik çalışan kas yapısına sahiptir.

  • Kasılıp gevşeyerek kanı vücut hücrelerine pompalar.

  • 4 odacıktan oluşur.

  • Alt odacıklar  üst odacıklardan daha geniştir.

  • Kalbin sol odacıkları oksijence zengin kan ( temiz kan) taşır.

  • Kalbin ana atardamarı aort damarıdır.



Kalbin artarda kasılması sonucu atardamarlarda oluşturduğu ritmik harekete nabız denir.



 Kalp tarafından damarlara gönderilen kanın damarların iç yüzeyine yaptığı basınca tansiyon denir.

DAMARLAR


Kanın vücutta taşınmasını sağlayan boru şeklindeki yapılara damar denir. damarlar vücut hücrelerine besin ve oksijen taşır ve hücrelerde oluşan besin atıklarını taşıma görevi yaparlar.

Damarlar yapı ve görevlerine göre 3 çeşittir;
 


Atardamar;


·         Kalptan vücuda temiz kan taşır.

·         Kan akış hızı yüksektir, kesilmesi durumunda kan fışkırarak akar.

·         Akciğer atardamarı dışında tüm atardamarlar temiz kan taşır.








Toplardamar;



       Vücutta oluşan kirli kanı kalbe taşır.

       Kan akış hızı atardamara göre yavaştır. Kesilmesi durumunda damla şeklinde akar.

       Atardamara göre geniştir.

       Akciğer toplardamarı dışındaki toplardamarlar kirli kan bulundurur. 






Kılcaldamar;




  •         Atardamar ve toplardamarları birbirine bağlar.

       Atardamarların taşıdığı besin ve oksijeni hücrelere aktarır.

       Hücrelerde oluşan atık maddeleri toplardamara aktarır.

       Kesilmesi durumunda sızıntı şeklinde akar.










Kanın Yapısı ve Görevleri;




Kan kan plazması ve kan hücrelerinden oluşur. Kan plazması kan sıvısı olarak bilinir.

       Kan vücut ısısını ayarlar.

       Vücuda besin ve oksijen taşır.

       Hücrelerde oluşan besin atıklarını ve karbondioksiti taşır.

       İlgili organ ve hücrelere hormonları taşır.




Kan hücreleri;






Kan Grupları ve Kan Alışverişi;


Kana ihtiyacı olan insanlara kan verilmesine kan nakli nedir.




















                                              *A Rh (+) kan grubu          A Rh (+) kan grubuna,

• A Rh (-) kan grubu      A Rh (-) kan grubuna,


• B Rh (+) kan grubu          B Rh (+) kan grubuna,


• B Rh (-) kan grubu     B Rh (-) kan grubuna,


• AB Rh (+) kan grubu      AB Rh (+) kan grubuna,


• AB Rh (-) kan grubu      AB Rh (-) kan grubuna,


• 0 Rh (+) kan grubu    0 Rh (+) kan grubuna,


• 0 Rh (-) kan grubu      0 Rh (-) kan grubuna kan verir.







28 Ekim 2020 Çarşamba

BİYOTEKNOLOJİ

 

BİYOTEKNOLOJİ

Ø  Canlı hücrelerde teknolojik yöntemler ile istenilen yönde değişiklikler yapmak amacıyla kullanılan uygulamalardır.

Ø  Biyoteknolojik uygulamaları genellikle genetik mühendisleri yapar.




Gen Tedavisi:

Hücredeki eksik ya da hatalı genlerin işlevini üstlenecek yeni genlerin hücreye aktarılması olayıdır.

 

Gen Aktarımı:

Bir canlının hücrelerine başka bir canlının DNA’sının belli bir bölümünün yerleştirilmesi işlemine gen aktarımı denir.

Gen aktarımı ile canlının DNA’sı tamamen değişmez, yeni bir tür oluşmaz, canlıya yeni bir özellik kazandırılır.

Genellikle farklı türler arasında gerçekleşir.

Aktarılan gen başka bir canlıda işlevini sürdürür.

Islah:

Daha verimli bitki ve hayvan ırklarının elde edilmesi ıslah çalışması olarak adlandırılır.

Bu yöntemde istenmeyen özellikler yapay seçilim yapılarak ayıklanır.

İnsanlar bazı bitki ve hayvan türlerini seçerek istedikleri özellikte bireyler elde edebilirler ya da istenmeyen özellikleri ayıklarlar. Bu olaya yapay seçilim denir.

 

Klonlama:

·         Genetik kopyalar oluşturulur.

·         Elde edilen bireyin kalıtsal yapısı vücut hücresinin çekirdeği (DNA’sı) alınan canlı ile aynıdır.

·         Klonlamanın temeli eşeysiz üremedir.

·         Tür içi çeşitliliğe katkı sağlamaz.

·         Klonlama sayesinde yapay organlar üretilmesi ve organ nakli bekleyen hastaların sağlığına kavuşması hedeflenmektedir.

 




 Olumlu Yönleri

Ø  Çevre şartlarına dayanıklı bitki ve hayvan üretimi ile gübre ve ilaç kullanımının azalması

Ø  Kirli suların arıtılmasında bakterilerin kullanılması

Ø  Birçok aşı, antikor ve ilacın geliştirilmesi, özellikle pandeminin sona erdirilmesi için aşı geliştirilmesi

Ø  Bakteriler sayesinde insülin gibi hormonların üretilmesi

Ø  Kanser, AIDS gibi bazı hastalıkların tedavisinin gerçekleştirilmesi

Ø  Yapay doku ve organların yapılması

Ø  Daha çok ürün veren bitki ve hayvan üretilmesi

Ø  Canlıların olgunlaşma süresinin kısaltılması

Ø  Islah çalışmaları ile ürünlerin kalitesinin artırılması

Ø  Sebze ve meyvelerin raf ömürlerinin uzatılması

Ø  Yüksek proteinli besinlerin üretilmesi

Ø  Vitamin miktarı artırılmış ürünlerin üretilmesi


Olumsuz Yönleri

v Ekolojik dengenin bozulması

v Biyoçeşitliliğin azalması

v Tohumların kısırlaşması ve sadece GDO’lu tohumların kullanılabilir olması

v GDO’nun insan sağlığını tehdit etmesi

v Biyoteknoloji ürünlerinin alerjik ve toksik etkisinin olması

v Biyolojik silah üretilmesi

v Canlılarda mutasyonların görülmesi

v Tarımda kullanılan tohum ve ilaçların biyoteknoloji gücüne sahip şirketlerde olması

Canlı klonlamasının etik, ahlaki ve dini değerlere zarar vermesi