15 Kasım 2019 Cuma

Canlıların sınıflandırılması

Canlıların sınıflandırılması

Bilimsel olarak canlılar belirli guruplara ayrılmıştır. Bilim insanları bu guruplamayı yaparken canlıların dış görünüşlerine değil, vücutlarındaki yapı ve organlara, beslenme, üreme, hücre yapısı gibi özellikleri dikkate alırlar.
Dünyadaki tüm canlılar 4 guruba ayrılmıştır.
1. Hayvanlar
2. Bitkiler
3. Mantarlar
4. Tek hücreliler.
Canlıların sınıflandırılması
  1. Hayvanlar
Günlük hayatta kedi, köpek, kuş gibi hayvanları sıklıkla görürüz. Farklı yaşam alanlarında yaşayan hayvan türleri de farklıdır. Orman, okyanus, göl veya akarsu ortamında bulunan hayvan türleri çok çeşitlidir.
Bilimsel sınıflandırmada insanlar da hayvanlar sınıfından kabul edilir. İnsanlar hücre, doku, organ, sistem benzerliklerinden dolayı hayvanlarla aynı guruba alınmıştır.
Hayvanların genel özellikleri:
  • Genellikle hareketlidirler.
  • Kendi besinlerini üretemezler. diğer hayvan ve bitkilerle beslenirler.
  • Çok sayıda hücreden oluşmuşlardır.
  • Genellikle dişi ve erkek olmak üzere cinsiyetleri vardır.
  • Tanımlanmış 1,5 milyon hayvan türü vardır.
Omurgalı hayvanlar: İskeleti olan insan, at, fil, kuş, hamsi gibi türlerdir.
omurgalı hayvanlar çeşitli alt basamaklara ayrılır.
  • Balıklar: suda yaşarlar. Solungaç solunumu yaparlar. derileri pullarla kaplıdır. Genellikle yumurtayla çoğalırlar. (Mezgit, hamsi, lüfer, orkinos vb.)
  • Kurbağalar: Hem kara hem de sularda yaşarlar. Ayak parmakları arası perdelidir. Yumurtayla çoğalır ve akciğer solunumu yaparlar.
  • Sürüngenler: Ayakları yoktur veya sürünmeye yetecek kadar küçüktür. Derileri pul gibi sert maddeyle kaplıdır. Yumurtayla çoğalırlar. Sürünerek hareket ederler. ( timsah, kaplumbağa, yılan vb.)
  • Kuşlar: Vücutları tüylerle kaplıdır. Tavuk, penguen, deve kuşu gibi uçamayan türleri vardır. Yumurtayla çoğalırlar
  • Memeliler: Yavrularını doğururlar ve sütle beslerler. Genellikle karada yaşarlar. Yunus, balina, yarasa, fok gibi farklı ortamlarda yaşayan türler de vardır. İnsan, kedi, geyik, fil, fare, kaplan vb. memeli canlılara örnektir.
Omurgasız hayvanlar: iskeleti olmayan süngerler, denizanası, solucan, salyangoz, deniz yıldızı, yengeçler, çıyanlar, akrepler, keneler, örümcekler ve çeşit çeşit böcekler gibi türlerdir.
   2.  Bitkiler
Ağaçlar, çiçekler, otlar, yosunlar bitkilere örnektir. Çoğunlukla toprağa köklerle tutunmuş olarak yaşarlar. Genellikle renkleri yeşildir.
Bitkilerin genel özellikleri
  • Hayvanlar gibi hareket etmezler.
  • Genellikle kök, gövde, yaprak gibi bölümleri vardır.
  • Fotosentez yaparak kendi besinlerini üretirler.
  • Fotosentezle karbondioksit alıp oksijen verirler.
  • Genellikle toplu olarak yaşarlar.
  • Yeryüzünün her iklimine uyum sağlamış bitki türü vardır.
Çiçekli bitkiler: Bitkilerin dişi ve erkek üreme organları çiçeklerinde bulunur. Elma, fındık, gül, erik, pancar, kiraz gibi tohumlu bitkilerin çiçekleri vardır.
Çiçeksiz bitkiler: Bu bitkilerin çiçekleri olmadığı için tohumları oluşmaz. Üremek için başka yöntemleri vardır. At kuyruğu, ciğer otu, eğrelti otu, kibrit otu, kara yosunu örnek olarak verilebilir.
çiçeksiz bitkiler
3. Mantarlar
Şapkalı mantarlar genellikle toprağa bağlı olarak büyüdüğü için çoğu insan mantarları bitki olarak düşünür. Mantarlar ayrı bir sınıflandırma içinde incelenirler.
Mantarların genel özellikleri
  • Tek hücreli veya çok hücreli olabilirler.
  • Bitkiler gibi fotosentez yapamazlar.
  • Daha çok nemli bölgelerde yaşamayı severler.
  • Bazı türleri zehirlidir.
  • Ölen canlıların çürümesini sağlayan mantar türleri vardır. (çürükçül mantar)
  • Hayvanlarda cilt rahatsızlığı yapan türleri de varır.
  • Bayatlayan ekmek ve peynirin üzerindeki küflenmeyi mantarlar yapar. ( küf mantarı)
  • İnsanların yetiştirdi mantar türüne kültür mantarı denir.
  • Dildeki pamukçuk hastalığı, kafa derisindeki saç kıran hastalığı, ayaktaki mantar hastalığı mantarlar nedeniyle oluşur.
mantarlar

4. Mikroskobik Canlılar
Gözle görülemeyecek kadar küçük canlılardır. Mikroskopla görülebildikleri için bu ismi almışlardır.
İnsanda hastalık yapan türleri vardır. Mikroskobik canlıların neden olduğu hastalıklara grip, nezle, uçuk, verem, aids, kolera, dizanteri vb. örnek verilebilir.
Peynir ve yoğurdun mayalanması gibi faydaki işer yapan mikroskobik canlılar da vardır.
mikroskobik-canli
Bakteriler: En basit yapılı mikroskobik canlılardır. çok sıcak ve soğu yerler dahil her yerde yaşayabilirler. Hastalık yapan türleri vardır.  ( verem, zatürre, kolera )
Faydalı türleri de vardır. Yoğurt ve peynirin mayalanmasını sağlayan bakterilerdir.
Kalın bağırsağımızda vitamin üreten bakteriler de faydalıdır.
Amip: İnsanlarda hastalık yapan suda yaşayan bir canlıdır.
Öglena: Kamçılarıyla hareket eder. Bitkiler gibi fotosentez yapar. Bu sayede besin ve oksijen üretir.
Terliksi hayvan: Şekli terliğe benzer. Suda ve kil tabakalarında bulunurlar. Hareketlerini sil denilen yapılarla sağlarlar.

14 Kasım 2019 Perşembe

ay'ın yapısı ve özellikleri

Ay’ın Evreleri
Ay, Dünya etrafında dolanım hareketi yaptığı için Ay’ın aydınlanan yüzü Dünya’dan farklı şekillerde görülür. Belli bir sırayla meydana gelen bu görünüşlere ayın evreleri denir. Bu süre yaklaşık 29 gün sürer. Bu süre zaman dilimi ay olarak ifade edilir.
Not: Dünya’dan bakıldığında Ay’ın hep aynı yüzünün görülmesi nedeni Ay’ın kendi ekseni etrafında dönmesi ile Dünya etrafında dolanma süresinin aynı olmasıdır.
Ay’ın yeni ay, ilk dördün, dolunay ve son dördün olmak üzere 4 ana evresi vardır. Hilal ve şişkin ay ara evreler olarak bilinir. İki ana evre arası yaklaşık olarak 7 gün ( bir hafta ) sürer.
 

YENİ AY: Ay’ın gözlemleyemediğimiz evresidir. Çünkü Güneş ışınları ayın arkasında kalır.



HİLAL: Ay, Güneş’in doğusunda kalır. Bu evrenin gözlem süresi kısadır. Ay bu evrede “Ters C” şeklinde görülür.





İLK DÖRDÜN: Yeni ay evresinden yaklaşık 7 gün sonra gözlenen evredir. Bu evrede Ay, “D” harfine benzer. Ay’ın sağ tarafı aydınlıktır.




ŞİŞKİN AY: İlk dördün ile dolunay evresinin arasında meydana gelen evredir.




DOLUNAY: Yeni ay evresinden yaklaşık 14 gün sonra gözlenen evredir. Ay tam bir daire olarak dolgun ve parlak görünür. Dünya, Güneş ve Ay’ın arasında kalır.




ŞİŞKİN AY: Dolunay ile son dördün evresinin arasında meydana gelen evredir. 







SON DÖRDÜN: Yeni ay evresinden yaklaşık 21 gün sonra gözlenen evredir. Bu evrede Ay, “ters D” harfine benzer. Ay’ın bu evrede sol tarafı aydınlıktır. 


HİLAL: Ay, Güneş’in batısında kalır. Ay bu evrede “C” şeklinde görülür.

10 Kasım 2019 Pazar

GÜNEŞİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

Güneş’in Yapısı ve Özellikleri

* Bize en yakın yıldız Güneş’tir.

* Dünya katmanlardan oluşur ve şekli küreye benzer. Güneş’de Dünya gibi katmanlardan oluşur.

* Güneş sıcak gazlardan oluşur.

 * Güneş çevresine ısı ve ışık yayar.

* Güneş’in yüzeyi 6000 oC , iç kısmı ise 15.000.000 oC’ dir.





*Güneşten yayılan ısı ve ışık enerjisi Güneş’in yapısındaki hidrojenin helyuma dönüşmesiyle ortaya çıkar. Bu dönüşüm sırasında çok büyük patlamalar gerçekleşir.

*Güneş, Dünya’dan daha büyüktür. Güneş’in içerisine 1 milyon tane Dünya sığabilir.

*Güneş’in Dünya’ya olan uzaklığı 150 milyon km’dir.

*Güneş’e çıplak gözle bakmak göz sağlığı için tehlikelidir. Güneşe bakılacağı zaman güneş flitrelerinin kulanılması gerekir.

*Görüntüde görülen koyu renkli lekeler Güneş lekeleridir. Bu lekeler Güneş’in yüzeyinde daha soğuk olan bölgelerdir.



*Güneş kendi ekseni etrafında dönme hareketi yapar.




*Kendi yaptığı teleskopla Güneş’te oluşan lekeleri ilk gözlemleyen kişi Galileo Galilei‘dir.




*Galileo Galilei, Güneş lekelerinin hareket ettiğini gözlemleyerek Güneş’in kendi ekseni etrafında döndüğünü bulmuştur.



*Güneş sadece kendi ekseni etrafında saat yönün tersi yönünde döner. (Batıdan doğuya)



*Güneş kendi ekseni etrafında dönmesini 25 günde tamamlar.

2 Kasım 2019 Cumartesi

DNA ve tarihçesi

DNA ve Genler

DNA, yaşam için gerekli bir moleküldür. Vücudumuza nasıl geliştirileceğini ve çalışacağını anlatan talimatları içeren bir tarif gibi davranır.

DNA neyi temsil eder?

DNA, deoksiribonükleik asit için kısa.

DNA neden yapılmıştır?

DNA, nükleotitler denilen bir şeyden oluşan uzun ve ince bir moleküldür. Dört farklı tipte nükleotit vardır: adenin, timin, sitozin ve guanin. Genellikle ilk harfleriyle temsil edilirler:

  • A- adenin
  • T-timin
  • C - sitozin
  • G - guanin
Nükleotidleri bir arada tutmak, fosfat ve deoksiribozdan yapılmış bir omurgadır. Nükleotitler bazen "baz" olarak adlandırılır.


DNA molekülünün temel yapısı

Vücudumuzdaki Farklı Hücreler Vücudumuzun 210 civarında farklı hücre tipi vardır. Vücudumuzun çalışması için her hücre farklı bir iş çıkarır. Kan hücreleri, kemik hücreleri ve kaslarımızı oluşturan hücreler vardır. Hücreler ne yapacağını nasıl bilir? Hücreler DNA'dan ne yapılacağına dair talimatlarını alır. DNA bir bilgisayar programı gibi davranır. Hücre bilgisayar veya donanım ve DNA program veya koddur.







DNA Kodu

DNA kodu, nükleotidlerin farklı harfleri tarafından tutulur. Hücre, DNA üzerindeki talimatları “okuduğunda” farklı harfler talimatları temsil eder. Her üç harf de kodon denilen bir kelimeyi oluşturur. Bir kodon dizisi şöyle görünebilir:

ATC TGA GGA AAT GAC ÇAĞRISI


Sadece dört farklı harf olmasına rağmen, DNA molekülleri binlerce harf uzunluğundadır. Bu, milyarlarca ve milyarlarca farklı kombinasyona izin verir.

Genler

Her DNA dizisinde gen adı verilen komutlar bulunur. Bir gen, hücreye spesifik bir proteinin nasıl üretileceğini söyler. Proteinler hücre tarafından belli işlevleri yerine getirmek, büyümek ve hayatta kalmak için kullanılır.

DNA Molekülünün Şekli

Her ne kadar DNA mikroskop altında çok ince uzun iplere benzese de, DNA'nın kendine özgü bir şekli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu şekle çift sarmal denir. Çift sarmalın dış kısmında, DNA'yı bir arada tutan omurga bulunur. Büküm yapan iki omurga kümesi var. Omurgalar arasında A, T, C ve G harfleriyle temsil edilen nükleotitler vardır. Farklı bir nükleotit, her bir omurgaya bağlanır ve daha sonra merkezdeki başka bir nükleotite bağlanır.

Sadece belirli nükleotit setleri birbirine uyabilir. Onları yapboz parçaları gibi düşünebilirsiniz: A sadece T ve G ile sadece C ile bağlanır.

DNA hakkında ilginç gerçekler



  • Gezegendeki her insanın DNA'sının yaklaşık yüzde 99,9'u aynı. Bu farklı olan yüzde 0.1'i hepimizi eşsiz yapan şey.
  • DNA'nın çift sarmal yapısı 1953 yılında Dr. James Watson ve Francis Crick tarafından keşfedildi .
  • Vücudunuzdaki tüm DNA moleküllerini çözüp uçtan uca yerleştirirseniz, Güneş'e uzanıp birkaç kez geriye doğru uzanır.
  • DNA, hücre içinde kromozom adı verilen yapılarda düzenlenir.
  • DNA ilk önce 1869'da İsviçreli biyolog Friedrich Meischer tarafından izole edildi ve tanımlandı.

17 Mayıs 2019 Cuma

SERİ BAĞLANMA VE PARALEL BAĞLANMA

SERİ BAĞLANMA VE PARALEL BAĞLANMA

Seri Bağlama:

Ampullerin uç uca bağlanması ile oluşur.












*Seri bağlı ampullerin üzerinden eşit akım geçtiğinden ampuller özdeş ise parlaklıkları aynı olur.

*Devredeki ampullerin biri çıkarılır veya bozulursa diğer ampuller söner.

*Seri bağlı devreye ampul eklenirse parlaklıkları azalır.


Paralel Bağlama:


Ampullerin uçlarının bir uçtan diğerlerinin diğer uçtan bağlanma şekline paralel bağlanma denir.





*Paralel bağlı devrede ampuller ise kollardan geçen elektrik akımı eşit olacağından ampullerin parlaklıkları aynı olur.


*Devredeki ampullerden biri çıkarıldığında veya biri bozulduğunda diğer ampuller yanmaya devam eder.



NOT: 


*Ampul sayısı eşit olan seri ve paralel bağlı devrelerden paralel bağlı devredeki ampuller daha parlak yanar.






*Bir devreye paralel bir ampul bağlandığında ampullerin parlaklığı değişmez. Yani devrelerdeki ampullerin parlaklığı aynı olur.





*Bir devreye seri bağlı bir ampul eklenirse ampullerin parlaklığı azalır.






9 Mayıs 2019 Perşembe

ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ VE ENERJİ SANTRALLERİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ VE ENERJİ SANTRALLERİ


Elektrik enerjisi günlük hayatta bir çok yerde kullanılır.Elektrik enerjisini kullandığım araçlar ısı enerjisine ,hareket enerjisine ya da ışık enerjisine dönüştürürler.


Elektrik enerjisini ısı enerjisine dönüştüren araçlar






fırın,elektrikli sobalar,ketıl,ütü,tost makinesi araçlar içerisindeki iletken kablodan elektrik akımı geçirilmesi sonucu akor olması sonucu telin sıcaklığı değişmiştir.Elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüşmüş olur.

Elektrik enerjisini ışık enerjisine dönüştüren araçlar







Lamba,araç farları ,el feneri,televizyon gibi araçlar elektrik enerjisini ışık enerjisine dönüştürür.


Elektrik enerjisini ışık enerjisine dönüştüren araçlar


Elektrik enerjisini hareket enerjisine çeviren araçların içinde motor vardır,motor elektrik enerjisini hareket enerjisine çevirir.motorun içerisinden akım geçtiğinde mıknatısla etkileşim geçirir ve motor hareket etmiş olur.






Vantilatör,uzaktan kumandalı oyuncak araba,mikser,dikiş makinesi,matkap ,çamaşır makinesi luna park ve oyuncak robot gibi araçlar Elektrik enerjisini ışık enerjisine dönüştüren araçlardır.


sigorta: Elektrik tellerinin aşırı ısınması sonucu oluşa bilecek olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak için kullanılan araçlardır. Kullandığımız elektrikli araç 2 A (amper) ile çalışıyorsa kullancağımız sigorta en az 3 A(amper) olmalıdır.



jeneratör: Elektrik akımı ile elektrik enerjisi üretebilen araçlara jeneratör denir.Jeneratörler güç santrallerinde bulunarak elektrik enerjisi üretir.



Güç Santralleri


Hidroeletrik santralli:Suyun sahip olduğu potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesi sonucu elektrik enerji üretilir.





Termik santraller: Fosil yakıtları (kömür,petrol ve doğal gazın) yanması sonucu açığa çıkan enerjiden elektrik enerjisi üretilir.






Jeotermal santrali: yerin derinliklerinden çıkan sıcak suyun sahip olduğu enerjiden elektrik enerjisi elde edilir.






Rüzgar santrali: rüzgarın sahip olduğu hareket enerjisinden elektrik elde edilir.






nükleer enerji santrali:  Atomun parçalanması sonucu açığa çıkan enerjiden elektrik enerjisi üretilir.






BAŞKALAŞIM

BAŞKALAŞIM










Bazı canlılar dünyaya geldiğinde ana canlıya benzemezler.Zamanla geçirdikleri değişimler sonucu ana canlıya başkalaşım denır. başkalaşım geçiren canlılar çift yaşamlılar olarak da bilinirler.


kurbağa,kelebek,güve.sinekler,uğur böceği ve çekirgelerde başkalaşım geçirirler.

6 Mayıs 2019 Pazartesi

HAYVANLARDA ÜREME BÜYÜME VE GELİŞME

HAYVANLARDA ÜREME BÜYÜME VE GELİŞME


Hayvanlarında insanlar ve bitkiler gibi bir hayat döngüsü vardır.


Balıklar



Balıklarda dişi ve erkekler üreme hücrelerini suya bırakırlar.Balıklarda üreme suda gerçekleşir.



* Dış döllenme dış gelişim görülür.

*Yavru  bakımı görülmez.

*Yumurta ile çoğalırlar.

*Suda yaşadıkları için solungaç solunumu yaparlar.


 Kurbağalar



Kurbağalar hem suda hemde karada yaşarlar. fakat üreme olayı suda gerçekleşir.Dişi ve erkek kurbağalar üreme hücrelerini suya bırakırlar.



* Kurbağalarda dış döllenme dış gelişim görülür.


*Yumurta ile çoğalırlar.


*Yavru bakımı görülmez


*yavru kurbağalar solungaç solunumu ergin kurbağalar akciğer solunumu yaparlar.


*Kurbağalar başkalaşım geçirirler.


Sürüngenler


Sürüngenlerde sperm ve yumurta hücresi içeride döllenir fakat kuluçkaya yatmazlar.



*İç döllenme dış gelişim görülür.


*yumurta ile çoğalırlar.


*Yavru bakımı görülmez.


*Akciğer solunumu yaparlar.


Kuşlar


* İç döllenme dış gelişim görülür.


*yumurta ile çoğalırlar.


*yavru bakımı görülür.


*Kuluçka yaparlar.


*akciğer solunumu gerçekleştirirler.











Memeliler




*iç döllenme ve embriyonun gelişimi dişinin vücudunun içinde gerçekleşir.


*iç döllenme iç gelişim vardır.


*doğurarak çoğalırlar.


*yavru bakımı görülür.


*yavrularını süt ile beslerler.


*akciğer solunumu yaparlar

BİTKİLERİN HAYAT DÖNGÜSÜ

BİTKİLERİN HAYAT DÖNGÜSÜ
































Üreme,büyüme ve gelişmenin görüldüğü bu evreye hayat döngüsü denir.


Tozlaşma: Çiçek tozlarının (polen) dişicik tepesine taşınmasına tozlaşma denir.


Döllenme: Çiçek tozlarından bir tanesinin (polen) dişicik borusundan geçip yumurtayla birleşmesine döllenme denir. Döllenmiş bu yumurtaya zigot .Zigotun bitkinin modelini almasına embiriyo denir.


Tohum ve Meyve oluşumu : Döllenmeden sonra tohum oluşur.Tohumun etrafını etlenmesine meyve oluşumu denir. Tohum meyve tarafından sarılır.


Çimlenme: Tohumun uygun şartlarda embiriyosunun tohum içinden çıkıp serbest kalmasına çimlenme denir.

çimlenme için ; su (nem),uygun sıcaklık ve hava (oksijen) gereklidir. Çimlenme olayı için ışık şart değildir.


Genç bitki oluşumu: Çimlenme sonucunda çimlenen bitkimin gelişmesidir.


Olgun Bitki Oluşumu: Genç bitkinin buyuyup  tomurcuklanarak çiçek açmasıdır.